Gabar’daki petrol faaliyetleri nedeniyle 3 binden fazla insan aylardır susuz 2025-08-24 09:05:40   ŞIRNEX - Gabar Dağı eteklerindeki petrol arama faaliyetleri çevreyi ve insan yaşamını tehdit ediyor. Bölgede yaşayan halk, “Eskiden her yerden su akardı ama şimdi yok. Her gün Valiliğe gidiyoruz ama ‘bugün’ deyip bizi kandırıyor” diye belirtti.    Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından 2020’lerde başlatılan petrol aramaları nedeniyle Gabar Dağı delik deşik edildi. Bölgedeki ormanların yanı sıra doğal kaynaklar ve yaşam alanları yok edildi. Şirnex merkeze bağlı 3 bin nüfuslu Şêxêreş (Kızılsu) ve Dêran (Soluklu) köyleri, Gabar Dağı’nın eteklerinde bulunuyor. 100 yıldan fazladır köylerin ihtiyacını karşıladığı su kaynakları da, petrol aramaları nedeniyle ya kurudu ya da kirlendi.     Kirli suyun tüketilmesi sonucu birçok kişi zehirlenme şikayetleriyle hastanelik oldu. Sızıntılar nedeniyle su çamura dönüşürken, köydeki hayvanlar ve tarım arazileri de susuz kaldı. Defalarca valilik ve ilgili kurumlara başvurulmasına rağmen sorun çözülmediği gibi petrol arama faaliyetleri bölgede yayılarak sürdürüldü. Bölgedeki halk, yaşananlara tepkili.   'SUYA PETROL KARIŞTI’   Fatma Mete, kaynak sularına iki yıldır petrol karıştığını belirterek, “2 yıldır sularımız akmıyor. Suyu damacanalarla da alamıyoruz. Hayvanlarımız susuz, çocuklarımız yıkanamıyor. Suyumuza petrol karıştı. Petrolden dolayı sularımız çamur ve petrol akıyordu. Bahçelerimiz kurumuş, evlerimizde su yok. Bulaşıklarımız birikiyor yıkayamıyoruz. Bu sudan dolayı bizler bu köyde kalıyorduk, yaşıyorduk. Sularımız bu hale geldikten sonra burada yaşayamayız. İçme suyunu da kendi imkanlarımızla tankerlerle Kasrik beldesinden taşıyoruz. Suyumuz eskisi gibi aksın istiyoruz. Bu köyün nüfusu fazla. Mağduruz ve bu soruna çözüm bulunsun” dedi.   'VALİ SÖZÜNDE DURMADI'   Hilal Birlik ise Şırnak Valisi’nin kendilerine verdiği sözleri tutmadığını anımsatarak, “Petrol araması olmadığında bizim suyumuz vardı ve yetiyordu. Suyumuzla bağ ve bahçemizi sulayıp evimizi temizliyorduk. Ancak petrol faaliyetleri başlatıldıktan sonra suyumuz kirlendi, çamur oldu ve petrol aktı. Artık suyumuzu kullanamıyoruz. Onu bırakın, suyumuz kesildi ve hiç akmıyor. Şu anda sadece damla damla akıyor ve kimseye yetmiyor. Vali’ye gittik, dilekçelerimizi verdik almadılar ve iptal ettiler. İmza topladık ona da aynısını yaptılar. Sonra tekrar toplu bir şekilde Valinin yanına gittik, rica ettik, huzursuzluk çıkmasın dedik. 2 yıldır bu haldeyiz ve suyumu yok dedik. Çocuklarımız hastalandı, evlerimizi temizleyemiyoruz, bize çözüm bulun dedik. Bize, ‘gidin ben size uğrarım’ dedi. 40 gün süre istediler, doldu ama çözüm gelmedi. Sonra dediler ki, ‘devletimiz var, paramız var, hal edeceğiz’ ama hala bir şey yapılmadı. En son çareyi yolu kapatmakta bulduk. Tankerle su geliyor, sıraya giriyoruz, su almaya çalışırken çok sayıda kadın düşüp yaralandı. Talebimiz, sorunumuzun çözülmesi” diye belirtti.    'HERKES HASTALANDI'   Rahim Birlik, devletin mağduriyetlerine karşı kayıtsız kaldığını kaydederek, “Devlet bize doğruyu söylemiyor. Devletin TPAO ile ne işi var? Bize haksızlık yapılıyor. Devlet yetkilileri her gün, ‘bugün halledeceğiz’ diyorlar ama halletmiyorlar. Yalan söylüyorlar. Biz de onlara güvenmiyoruz. Durmayacağız, hakkımız olanı alacağız. Devletin bu haksızlığa dur demesi gerekirken, TPAO’nun yanında duruyor. Sularımıza petrol karıştığı için hepimiz hastalandık. Tankerle su veriyorlar ama bu suyu kim içer? Elbiselerimiz 4-5 gün birikiyor, yıkayamıyoruz. Eskiden köyümüzün her yerinden su akardı ve her taraftan su sesi gelirdi ama şimdi yok. Petrol çalışmaları başladığında su beyaz akıyordu, yüzümüzü yıkıyorduk ama sonra hepimiz hastanelik olduk. Şu anda da tanker suyu veriliyor. Üç köyü tanker su ile mi kandıracaklar? Her gün valiye gidiyoruz, hep ‘bugün’ deyip kandırıyor. Bu sorun çözülmezse durmayacağız” diye konuştu.    '50 AĞACIM KURUDU'   Mahmut Baran, ağaçlarının susuzluktan dolayı kuruduğunu belirterek, “Çok sıkıntıdayız. Bir damla suya hasret kaldık. Bugün köyde kimsenin suyu yok. Petrol suya karışmış ve içilmiyor. Tanker suyu gelmezse susuzluktan öleceğiz. İncir ve üzüm bağlarımız kurudu. 50 tane ağacım vardı, hepsi kurudu. Bu şirkete tazminat davası açmak istiyorum ama gücüm yok. Sularımız eskisi gibi temiz aksın, çözüm bulunsun” dedi.   MA / Zeynep Durgut