Türkiye’nin Suriye’de hedeflediği ‘üç’ şey 2025-12-18 12:54:10   ANKARA - Gözlerin çevrildiği Şam ile Özerk Yönetim arasındaki 10 Mart Mutabakatının hayata geçirilmesi çıkmazı sürerken, Türkiye’nin bölgede Kürtleri statüsüz bırakmaya çalıştığı ve SMO eliyle Suriye ordusunu ele geçirmeye çalıştığı öğrenildi.   Suriye’de gözler Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bünyesinde yer alan Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Abdi ve Suriye Geçici Hükümeti başında bulunan HTŞ Lideri Ahmet El-Şara arasında imzalanan10 Mart Mutabakatı Türkiye ve bölgenin gündemi olmaya devam ediyor.    Mutabakat çerçevesinde öngörülen ve yılsonuna kadar olgunlaşması beklenen hususlar Türkiye’nin Suriye’yi arka bahçesi haline getirme politikası nedeniyle askıda kalmış görünüyor. Bu duruma rağmen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dahil devlet ve siyasi parti yetkilileri, QSD’nin mutabakatta yer alan hususların pratiğe geçmesinin önündeki engel gibi göstermeye çalışıyor.    Ancak saha gerçekleri tam tersini söylüyor. Bölgede mutabakat çerçevesinde ve diğer gelişmelere dair temaslarda bulunan siyasi ve güvenlik kaynakları, “Çıkmaz” olarak nitelendirdikleri bu durumun temel sebebinin Türkiye ve tercihlerinin olduğunu söylüyor.    NEO-OSMANLI POLİTİKALARI HALA DEVREDE   Şara’nın ekonomik ilişkilerinde Suudi Arabistan ile hareket etmeyi sürdürdüğünü, özellikle Kürtler ve diğer halklara karşı baskı kurma konularında ise Türkiye’yi arkasına aldığını paylaştı. Uzmanların paylaştığı bilgilere göre; Türkiye, Suriye iç savaşının başından beri yaptığı gibi Neo-Osmanlı politikaları hedefi ile hala sönmemiş yangını körüklüyor. Bu durumun dünya ülkeleri ve bölgede bulunan ülkeler tarafından görüldüğünü ve ülkelerin bu duruma göre dengeleri şekillendirdiğini de ifade ediliyor.   TÜRKİYE’NİN ÜÇ HEDEFİ VAR   Kaynaklar, Türkiye’nin Suriye politikasını şu cümle ile özetledi: “Türkiye Suriye’yi sömürgeleştirmek istiyor.” Bu durumun nasıl karşılandığını, özellikle bölge ülkeleri, İsrail ve bölgede yaşayan halkların duruma ne şekilde yaklaştığına dair bilgiler de paylaşan kaynaklar, “Türkiye'nin bu tutumu, dışarıdan İsrail'in müdahalesine ve Suriye içindeki Kürtler, Dürziler, Ermeniler, Asuriler ve Araplardan da tepkilere yol açıyor” dedi.   TÜRKİYE NE HEDEFLİYOR?   Türkiye’nin Suriye’nin egemenliğini dair savunucu pozisyonunda yer aldığına dair algı yarattığını ancak sahada gerçeğin tam tersi olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin Şam yönetimi tarafından oluşturulmaya çalışılan yeni orduyu ele geçirmeye çalıştığı ifade ediliyor.   Bu durumun hangi taktik ve stratejiler ile planladığına da işaret ediyor. Dünyanın farklı bölgelerden getirilen ve daha önce DAİŞ ve pek çok terör örgütü içinde yer alan silahlı güçlerden oluşan Suriye Milli Ordusu’na dikkat çekiliyor. Kaynaklar, Türkiye’nin Kürtlerin yaşadığı ve kontrolü altında bulunan bölgelere müdahale ederek SMO’nun denetimine bıraktığını, daha sonra ise SMO’yu Suriye Geçici Hükümeti’ne bağladığını söyledi. Bu durumun bizzat Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığı tarafından 1 Şubat 2025'te duyurusunun yapıldığını ancak durumun arka planında başka hususların olduğunu gösteriyor.   ‘FORMALİTEDEN ENTEGRE OLDULAR’   Kaynaklardan edinilen bilgilere göre Avrupa Birliği İltica Ajansı’nın (EUAA)  söz konusu bu durumlara dair hazırladığı rapora da işaret etti. Raporda yer alan detaylara bakıldığında,  Türkiye’nin SMO ve diğer bağlantılı güçlerini özerk bırakmaya çalıştığını kaydediyor. Ajansa göre, Türkiye ile birlikte hareket eden veya emrinde olan gruplar, Yeni Suriye Ordusu'na toplu halde entegre edildi. Rapor, "Bu gruplar Suriye ordusuna katılmış olsa da, bu bir formalite. Kağıt üzerinde katılmayı kabul ettiler, ancak gerçekte Geçici Hükümet Ordusu'na katılmadılar" ifadeleri ile duruma dikkat çekiyor.   SURİYE ORDUSUNUN SAHİBİ OLMAK İSTİYOR   Ajansın raporunda şu bilgiler de yer aldı: "Bu grupların Yeni Suriye Ordusu'na katılımı kabul edilip kağıt üzerinde imzalanmış olsa da, gerçek farklı. Bu grupların tamamı ekonomik, güvenlik ve coğrafi özerkliklerini koruyor. Hiyerarşilerinde bir değişiklik yok" Ajansın dikkat çektiği bu hususları da sorduğumuz kaynaklar, “Türkiye bu gruplar aracılığıyla yeni Suriye ordusunun sahibi olmaya çalışıyor” dedi.   TÜRKİYE TARAFINDAN YÖNELTİLİYOR   Bu güçlerin Suriye ordusunu da dinlemediğini hatta Türkiye’nin bu grupları yönetmek için Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde bir koordinasyon kurduğunu ve bunun bilindiğini de aktarılıyor. Kaynaklar, “Bu gruplar hiyerarşik olarak Suriye Geçici Ordusu'na bağlı değildir. TSK'ya bağlıdırlar ve talimatlarını oradan alıyorlar” diyerek, Suriye topraklarında onlarca Türk askeri üssünün bulunduğunu ve Suriye hükümetinin Kuzey Halep, Afrin, Azaz, El-Bab, Minbic, Girê Spî ve Serê Kaniyê'de hiçbir etkisinin olmadığını, bu bölgelerin tamamen Türkiye ve özerk hale getirdiği SMO grupları tarafından yönetildiğine dikkat çekiyor.   İRAN’IN YÖNTEMİNİ KULLANIYOR   Türkiye’nin bu yöntem ile ne yapmaya çalıştığını sorduğumuz kaynaklar, Türkiye Suriye'de İran'ın yöntemini kullandığını belirtiyor. İran’ın 1989'dan beri Yemen, Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin'de kendi güçlerini oluşturduğunu, bu güçleri kademeli olarak bu devletlerin ordularına entegre ederek fiilen bir ordu edindiğini, Türkiye'nin de SMO adı verilen bu aşırılıkçı gruplar ile Suriye Ordusu'na entegre etmek ve orduyu fiilen kontrol altına almak istediğini söylüyor. Bu nedenle Türkiye, bu grupların özerkliklerini kaybetmelerini istemediğini ve bir blok şeklinde tuttuğunun altı çiziliyor.   TÜRKİYE’NİN ÜÇ HEDEFİ VAR   Bu durumun daha önce çok konuşulmadığını ve yeni bir durum olduğunu sorduğumuz kaynaklar, durumun sahada bilindiğini söyledi. Hatta Türkiye’nin üç ana hedefinin olduğunu, bunun bu hedeflere giden yolda sadece bir detay olduğu bilgisi paylaşıldı.   GÜÇÜ YETERSE ORTADAN KALDIRMAK İSTİYOR   Kaynaklar, “Türkiye’nin üç hedefi” olarak tanımladığı bu unsurların başında Kürtlerin, Alevilerin, Süryanilerin, Arapların, Ermenilerin yer diğer halkların ortak irade ile yönettiği Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve geleceği geliyor. Paylaşılan bilgilere göre Türkiye Özerk Yönetimi’nin statü kazanmasının önüne geçmeye çalışıyor. Hatta Türkiye’nin gücü yeterse Özerk Yönetimi ortadan kaldırmaya yeltenebileceği ve bu durumun ilk hedefi olduğunu belirtiyor.   SÖMÜRGELEŞTİRME HEDEFİ    Diğer hedeflerinin ne olduğunu sorduğumuz kaynaklar, Türkiye’nin bir diğer hedefinin ise Suriye’nin tüm zenginlerini ele geçirme ve bununla bağlantılı olarak ülkeyi sömürgeleştirmek olduğunun altını çiziyor. Türkiye’nin bu her iki hedef sonrasında ise Ortadoğu’da hegemonik güç haline gelmeyi ve diğer bölgelere aynı hedefler ile yönetmeyi planladığı belirtiliyor.   TÜRKİYE ENGELLİYOR   Suriye'de çıkmaza giren bir diğer konu ise QSD’nin varlığı. 10 Mart’ta yapılan anlaşmaya göre, entegrasyon süreci yıl sonuna kadar tamamlanacaktı. Görüşmelere ve hatta bir dereceye kadar getirilen antlaşmalara rağmen Şam tarafından hiçbir pratik adım atılmadı. Kaynaklara göre, çıkmazın ana nedeni ise Türkiye. Türkiye'nin entegrasyonu kendi çıkarlarına uygun bir şekilde, “Bir yok etme aracı” olarak uygulamak istediği belirtiliyor. Bu nedenle Özerk Yönetim ve Şam’ın istedikleri anlaşmaya varamadığını dile getiriliyor.      SÖZLERİ VE EYLEMLERİ FARKLI   Kaynaklar, Türkiye'nin entegrasyon alanındaki çelişkilerine dikkat çekerek şu noktalara değiniyor: "Türkiye, entegrasyon terimini bağlı grupları için özerk bir dahil olma olarak yorumluyor. Ancak aynı zamanda entegrasyonu QSD için tasfiye olarak yorumluyor ve bu şekilde uygulamak istiyor. Çünkü Kürt varlığının her biçimini kendisine bir tehdit olarak görüyor ve Kürtleri statüsüz bırakmak istiyor. Türkiye'nin Suriye'deki sözleri ve eylemleri birbirinden farklı."   ORTADA BİR ORDU YOK   Kaynaklardan edinilen bilgilere göre Türkiye, Katar ve İsrail'in müdahalesi nedeniyle henüz bir ordunun da kurulmadığı, bu durumda bir ordunun kurulması da imkansız olduğunu belirtiliyor.   Bu durumların bölgede farklı dengelerin kurulmasının da önünü açılıp açılmayacağını sorduğumuz kaynaklar, farklı dengelerin her zaman gündemde olduğunu ve her an gündeme gelebileceğini de belirtiyor.   MA/ Mehmet Aslan