ANKARA - Devrimci Parti, düzenlediği "Kuyu tipi Hapishaneler Kapatılsın" eyleminde "İşçi sınıfına ve ezilen halklara çağrımızdır: 'Kuyu tipleri kapatılsın!' demek için birleşelim, harekete geçelim" çağrısı yaptı.
Birleşik Devrimci Parti, "kuyu tipi" olarak nitelendirdikleri Y, S, R ve YGC Tipi cezaevlerinin kapatılması talebiyle Yüksel Caddesi İnsanlık Anıtı önünde basın açıklaması düzenledi. Partizan, Yeni Demokrat Gençlik, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) ve Özgür Üniversite Hareketi ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği'nin (TAYAD) katıldığı açıklamada "Kuyu Tipi Hapishaneler Kapatılsın, Devrimci Tutsaklara Özgürlük" yazılı pankart taşındı. Sık sık "Devrimci tutsaklar onurumuzdur" sloganının atıldığı açıklamayı Devrimci Parti İl Başkanı Mustafa Uğur Akkaya yaptı.
Geçmişten beri ceaevlerinde siyasi tutsaklara yönelik baskıların arttığını belirten Akkaya, böylesi dönemlerde cezaevlerinin direniş alanlaerına dönüştüğünü belirterek, "Amed zindanlarından Ulucanlara kadar devrimci tutsaklar bütün işkence ve katliamlara rağmen görüş hakkından anadilde konuşma hakkına kadar birçok kazanım elde ettiler. Bu kez egemenler, F tipi hapishaneleri devreye sokarak dışarıdan içeriye taşıdıkları tecridi derinleştirmeyi hedefledi. Onlarca devrimcinin ölümsüzleştiği, yüzlercesinin sakat kaldığı F tipi direnişleri, devletin bütün gücüyle saldırmasına rağmen devrimci iradeyi teslim alamadı. Bugün F tipleri hâlâ devrimcilerin dayanışması, kolektif bilinci ve iradesi ile mücadele alanı olmaya devam ediyor. Şimdi ise S, Y, R tipi ve Yüksek Güvenlikli hapishaneler, devrimci tutsakların zorla sürgün edildiği, F tiplerinden daha ağır tecridin dayatıldığı işkence merkezleri olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
'TUTSAKLAR KUYU TİPLERİNE KARŞI DİRENİŞTE'
AKP iktidarının 23 yıldır kendi bekasını, karşısındaki tüm güçlere saldırarak sürdürdüğünü belirten Akkaya, "Bunun için de öncekilerden devraldığı 'dışarıyı kontrol etmek için içeriyi kontrol etme' politikasını daha ağır biçimde uyguluyor. S, Y, R Tipi ve Yüksek Güvenlikli hapishaneler; kuyu gibi tasarlanmış, üç katlı, dar hücrelerden oluşan, havalandırması kısıtlı, gün ışığından mahrum bırakılan mekânlar. Burada kalan tutsakların zamanla ciddi sağlık sorunları yaşadığı, ilerleyen süreçte ise psikolojik olarak ağır yaralar alacağı açıktır. Bu yüzden tutsaklar kuyu tiplerine karşı direnişte. Direnişleri, hapishane idareleri tarafından disiplin cezaları ve infaz yakma tehditleriyle bastırılmak isteniyor. Çorlu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde bulunan Komünar tutsaklar Fergil Fırat ve Celal Punar, sürgün edildikleri kuyu tipine karşı kapı dövme, slogan atma gibi eylemlerle başka hapishanelere sevk edilmek için mücadele ediyorlar. Ancak hapishane idaresi bu direnişe disiplin soruşturmalarıyla karşılık veriyor. Bu soruşturmaların, tutsakların infazlarını yakmaya gerekçe oluşturduğunu biliyoruz. Çorlu Yüksek Güvenlikli Hapishane İdaresi derhâl bu soruşturmaları geri çekmeli, kuyu tipi koşullara rağmen sevk taleplerini görmezden gelen Adalet Bakanlığı’na basınç uygulamalıdır" ifadelerini kullandı.
'KUYU TİPİ HAPİSHANELER KAPATILSIN'
Akkaya, Yüksek Güvenlikli Cezaevleri'nde açlık grevi eylemlerine başlayan siyasi tutsakların da durumuna dikkati çekerek şunları ekledi: "Aynı şekilde kuyu tipinde kalan devrimci tutsaklar Serkan Onur Yılmaz ve Ayberk Demirören’in başlattığı süresiz açlık grevi 300’lü günlerine ulaşmış durumda. Talepleri nettir: Kuyu tipi hapishanelerin kapatılması ve kuyu tipi olmayan hapishanelere sevk edilmeleri. Ancak Adalet Bakanlığı, ölüm riski de dâhil olmak üzere her türlü tehlike altında olan bu tutsakların taleplerini hâlâ karşılamamaktadır. Bizler biliyoruz ki tarih boyunca elde edilen her kazanım devrimci mücadeleyle sağlandı. Kolektif hafızamız ve bilincimiz bize bir kez daha birleşik bir ses çıkarmamız gerektiğini söylüyor. Bu nedenle Türkiye ve Kürdistan’daki tüm sol, sosyalist, devrimci, yurtsever güçlere, insan hakları örgütlerine, sağlık ve hukuk kurumlarına, tutsak yakınlarına ve işçi sınıfına ve ezilen halklara çağrımızdır: 'Kuyu tipleri kapatılsın!' demek için birleşelim, harekete geçelim."